Üremek bir hastalıktır. Evlenmek, aile kurmak çürük sistemin bir hastalığıdır. Film bizi buna ikna ediyor. Herhangi bir bireyin, çocuk doğurma gibi bir güdüsü olmasaydı dünya çok daha farklı bir yer olurdu, genel olarak insanlık bu içgüdüyle yaratılmıştır. Bu içgüdüden sıyrılabilmek insanlık için önemli bir sıçrayış olacaktır. Doğal dünya anaerkil yapıdadır. Filmde yer alan kahramanımız, yoksul kesimden, sadece varoluşsal açıdan bir erkektir, bunun dışında hiçbir vasfı bulunmamaktır. Vasıfsızlar hiçbir arayışa sahip olamaz. O kadar vasıfsızdır ki birlikte olduğu kadınla, birlikte olup olmadığının bile farkında değildir. Elinde boş kese kağıdıyla dolaşır, çünkü hiçbir işe sahip değildir. Üretme mekanizması olan kadın ise üremek için erkeği en ince noktalarından fizik kurallarına ve statüsüne kadar inceler. Yeterli düzeyde bir inceleme yapılmadığı için de birliktelikleri sonucunda vasıfsız bir erkeğin tohumu olarak sözde prematüre korkunç bir canlı ortaya çıkar. Bunun yerine silgili
Şiirleri, Film Yazıları, Fotoğrafları