"Madde Bir. -Doğaya her türden aykırılık, günahtır.-"
Deccal- Friedrich Nietzsche
Doğa nedir? Bu filmde doğa, insani güçlerin dışında
kendisini var eden, bütün her şeyi kapsayan varlığın tümünü ifade ediyor ve
Tanrı’nın Aden adlı bahçesini… Tanrı Aden’de iyilik ve kötülüğü bilme ağacını yerden
bitirdi, filmde o ağacın kurumuş olduğunu görüyoruz. Tıpkı oğlunu
kaybeden bir annenin günler ilerledikçe kuruyup soluşu gibi. Varlığının
hiçliğe teslim olması gibi… Aden’ e bir köprüden geçilerek gidilir. Kadın o
köprüden geçebilecek midir?
Adam (Willem
Dafoe) ve kadın (Charlotte Gainsbourg) bir anlık hazza kapılıp, ihmalkârlıkları
sonucunda oğullarının ölümüne neden olurlar. Birlikte oldukları bir esnada yeni
yürümeye başlayan bebekleri camdan atlar ve hayatını kaybeder. Kadın derin bir acıya
gömülür. Bir ay hastanede kalan anne ilaçlarla ayakta durur, kendini suçlar.
Psikoterapist olan eşi kadının içinde bulunduğu çıkmazdan onu kurtarmak için
elinden geleni yapar. Nefes çalışmalarından, korkularından kurtulma seanslarına
kadar adam eşinin yanında ona yardımcı olmak adına savaş verir, fakat kadın
ilerleme kaydedemez. Hiçliğin tedavisi yoktur.
Korkularıyla yüzleşmesine yardımcı olmak
için adam, kadına bir test uygular. Bu testte kadının korkusunun Aden adlı
orman olduğu sonucuna varır. Eşinden gözlerini kapayarak zihninde ormanı
canlandırmasını ve bu şekilde korkusuyla yüzleşmesini ister. Kadın, adamın
dediklerini harfiyen uygular ve zihninde ormana yolculuğu tamamlar. Ormanda
tilki yuvası ve kuru ağaç gören kadın köprüden geçerek kulübeye ilerler. Adam,
kadının kulübeye varmadan çimlere uzanmasını ve tamamen yeşil çimlere
dönüşmesini ister. Sonuç başarılıdır. Adam buna dayanarak gerçekten ormana
gitmenin iyi bir fikir olduğunu düşünür. Oysa gerçeklere ulaşmak, zihinde
canlandırmayla, imgelemeyle bir nevi “The Secret” mantığıyla ulaşılabilecek
kadar kolay değildir.
Kadının korkusunu yenmesi için gerçekten
ormana giderler fakat kadın köprüden geçerken yine korkuya kapılır ve yürürken
ayaklarının yandığını söyler. Bu her şeyin ters gittiğinin ilk işaretidir.
Ormanda garip şeyler olmaktadır. Adam doğurmak üzereyken yavrusu sıkışıp kalan
bir ceylanın koşarak uzaklaştığını görür, hayretler içinde kalır. Kadınla
kulübeye vardıklarında her şeyin düzeleceğine olan inancı tamdır. Sağlığına
kavuşmuş gibi rol yapan kadın Aden’ de rahatça dolaşır.
Ormanda ağlayan bebek sesleri duyar sesleri
takip eder ve oğlunun yaşadığını görür, bu tamamen bir yanılsamadır, eşi bunun
gerçek olmadığını kadına anlatmaya çalışır fakat kadın şirazesini tamamen
yitirir. Adama şiddetle öfke duymaya başlar. Kadının, doğa ve kadın olmakla
ilgili fikirlerinin paradoksa saplandığını anlayan adam, eşinin “Doğa şeytanın
kilisesidir.” Fikriyle korku piramidinin en tepesinde ormanın da üzerinde
şeytanın olduğunu görür. Kadın şeytandan korkmaktadır. Şeytan
her yere Aden’e bile girip çıkabilir. Bunu anlayan adam, eşine başka bir tedavi
yöntemi uygulayacaktır. Rol yapma oyununda adam korkusunun yerini alacak yani
doğa olacak ve kadına zarar veren her şeyi temsil edecektir. Kadın bunu
kabul eder fakat bir
numaralı korkusuyla şeytanla bir türlü yüzleşemediği için acıları şiddetle
artmaya devam eder.
Kurnaz tilki konuşur: “Kaos hüküm sürecek.”
Şeytan adaletsizliğin ve tüm kötülüğün
nedenidir kadın için ve oğlunun ölmesinden yine şeytandır sorumlu olan. Tam da
bu noktada Friedrich Nietzsche’nin “Tanrı öldü” cümlesiyle filmin daha da
içine dalarız. Kadın büyük bir hiçliğe doğru yuvarlanıp gitmektedir.
Korkularıyla, inançlarıyla baş edemeyerek tamamen bir çöküşe sürüklenen kadın
için Tanrı, yokluk olmuştur. Güçsüzlüğünü yenemeyen kadının tanrıya olan inancı
önce doğaya daha sonra da şeytana teslim olur. Kadının varlığı çökerken
etrafındaki her şeyi yok etme içgüdüsüyle hareket eder. Hiçlikte boğularak her
şeyi yadsır. Adam; yani doğa-şeytan, artık kadının kontrol etmek istediği bir
biçime bürünür.
Adamın kulübede bebeklerinin eski bir fotoğrafını bulmasıyla
işler çığırından çıkacaktır. Fotoğrafta bebeğin ayakkabıları ters
giydirilmiştir. Bunu eşine gösteren adam, kadının tepkisine anlam veremez. Kadın
olayı hatırlamadığını söyler fakat hatırlıyordur. Bebekleri ağlamasına rağmen
kadın ısrarla ayakkabıları ters giydirmiştir. Adamın bunu fark etmesinden ve
kendisini terk edeceğinden şüphelenen kadın önce adamın cinsel organına zarar
verir daha sonra da kaçmasını engellemek için bacağını deşerek oraya bir
ağırlık saplar. Acıdan baygın düşen adam kadının elinden kurtulmak için tilki
inine saklanır. Tilki yuvasında barınan yaralı karganın sesini takip eden
kadın, adamı bulur ve yine şiddet uygulayarak adamı saklandığı delikten
çıkartarak şiddet uygulamaya devam eder. Kendi cinsel organını kesen kadın
acıdan baygın düşer. Varoluşun muazzam eleştirisi… Adam bunu fırsat bilerek
bacağındaki ağırlıktan yine karganın yardımıyla kurtulur. Karga, tilki ve
ceylan üçlüsü… Muhteşem bir aile…
Adam, kadını boğarak öldürür. Hiçlik son bulur. Kaos sona erer.
Adam, Aden’den ayrılırken, Aden’e akın eden insan sürüsünü görürüz. Cennetten
kovulmak bu olsa gerek.
Yorumlar
Yorum Gönder