Bütün zamanların en iyi filmi...
İlk şifre: Filmi tersten
izleyin.
İngiliz ajan Sir Michael Crosby, ayın 14’ünde Stalsk-12’de
gerçekleşen bir patlamadan bahseder. Zula onun altındadır. Film boyunca aranan
ve sahip olunmak istenen algoritma orada toprak altında ve ajanlar, Zaman
Kıskacı Harekatı düzenleyerek algoritmayı oradan çalarak bir paradoksu
çözüyorlar. Zaman Kıskacı yerde değil zamanda gerçekleşiyor ve paradoksun adı:
Büyükbaba Paradoksu. Büyükbaba paradoksu nedir?
Zamanda geriye gidip büyükbabanı öldürürsen, bunu yapmak için
nasıl doğmuş olabilirsin? İşte Nolan’ın palindroma sakladığı sır tam da bu.
Tenet’in kendisi de bu.
İzlediğimiz karakterlerin isimleri birer şifre ve ters
çevrildiğinde harekete geçen bir algoritma düzeneği. Sator’un evirmecesi Rotas
örneğin. Sator Arepo Tenet Opera Rotas aynı zamanda tarihteki büyülü karelerin
en ünlüsü. (Ekici çarkı güçlükle tutuyor anlamına gelir.) Evirmeceyle çalışır.
Evirmece yaptığınızda hepsi birbirine dönüşür yani bu şekilde hareket eder.
Filmdeki karakterlerin birbirine dönüşmesi hareketlerinin birbirine bağlı
olması gibi.
Lügata yeni bir kelime giriyor, ters çevrilme olayına evirmece
diyoruz.Yaşadığımız dünyanın evirmecesini izliyoruz filmde.
Oyunun sonu Rus oligark Andrei Sator’un intiharıyla gelecek. O
intihar ettiğinde yaşayan her şey onunla birlikte aynı anda yok olacak çünkü
algoritma onun elinde ve eksik kalan parça Plütonyum 241 denen bir madde. Sator
eksik parçayı tamamladığında kendiyle birlikte her şeyi yok edecek yani
kıyameti getirecek ki bu nedenle dünyanın kurtuluşunu sağlamak için düzeneğin
nasıl işlediğini CIA ajanlarının çözmesi gerekiyor.
Plütonyum en çok nükleer silah yapımında kullanılıyor ve
maddenin en çok çıkarıldığı yer Sator’un evim diye bahsettiği bölge Stalsk-12.
Ukrayna dolaylarında olduğunu anlıyoruz.Gençken radyasyondan etkilenip ilerde
bu yüzden öleceğini bile bile 3.Dünya Savaşı enkazından Plütonyum çıkarmak
göreviniYeni Rusya’ya yatırım yapmak için kabul eder böyle başlar maden
ticaretine. Plütonyum çıkarmayı kendi canı pahasına kabul ederek, yüksek
radyasyona rağmen. Bunu göze alan bir de tarihte Nobel Ödül’lü kadın Marie
Curie vardı hatırlatayım o da radyoaktif maddelerle temas halindeydi bilim
uğruna.
“Oyunun sonu Rus oligark Andrei Sator’un intiharıyla gelecek. O
intihar ettiğinde yaşayan her şey onunla birlikte aynı anda yok olacak çünkü
algoritma onun elinde ve eksik kalan parça Plütonyum 241 denen bir madde.”
Sonuç olarakRusya’yı temsil eden Sator pankreas kanseri olur.
Öleceği için, ona göre güç Rusya’ya ait olmayacaksa hiç bir ülkeye ait
değildir. Dünyanın sonunun geleceği yer ve zamana elindeki nükleer güç
palindromuyla kendini tanrı ilan ederek Rusya karar verecektir.
Sator’un karısı Kat ile basit bir kavgası ve ayrılığı olarak
izlediğiniz Tenet’te Kat, İngiltere’nin temsilidir. Protagonist rolündeki ajan
ise ABD’nin... Antagonist ve Protagonist aynı kişi olarak karşımıza çıkıyor
filmde beyni yakan da bu durum.
Şimdi bilmecenin başına dönelim. Opera binasındaki patlamaya.
Opera’nın evirmecesi Arepo’dur. Filmde Arepo şifresi sessizlik yemini anlamında
kullanılmıştır. Sessizliğini koruyup sırrı sakladığı ve Ukraynalılar’a
vermediği için CIA’nın intihar kapsülünü yutan ve hayatını feda eden ABD’li
Protagonisttir; ancak bu ölüm zaten bir test sürüşüdür çünkü antagonist de
kendisidir. Ulusal çıkarların ötesinde Dünya’yı kurtarma görevine Protagonist
Arepo olduğu için seçilir, ona bir şifre olan Tenet kelimesi verilir; ancak
Tenet’in evirmecesi yine Tenet’tir tersi de aynıdır. Antagonistin kendisi
olması gerçeği gibi.
3. Dünya Savaşını önleme harekatı yani zamanda geleceğe giderek
Zaman Kıskacı Harekatı başlatılmış olur. Büyükbaba geleceğe gidip katil
torununu ortadan kaldırır. Büyükbabayı ABD olarak izliyoruz. Katil torun da
filmde tabii ki Rusya.
Ukrayna ve Rusya işbirlikçidir; ancak metallerin kombinasyonu
Hindistan’a özgüdür ve böylece Priya adlı lider devreye girer. Gelecekten
gönderilen bir teknolojiden bahseder. Bu teknolojiyi bulan kişi gelecek
nesillerden bir bilim insanıdır ve dünyayı yok oluştan kurtarmak için
algoritmayı dokuz parçaya böler ve asırlar boyunca keşfedilemeyecek bir yere
gömer yani geçmişe. Bu yer mesela Göbeklitepe gibi bir yer olabilir.
Altın her zaman değerli bir madendi ve filmde değerli olmasının
nedeni evirmece geçiren her şeyi kendine çekmesi yani algoritmanın konumunu
iletmesinde kullanılması olarak verilmiş...
Sator’un şirketi Rotas Serbest Limanları’nın, sanat eserlerini
saklama yeri olarak kullanılmasından ziyade evirmece makinesinden çıkılan
kapının içinde yer alması dolayısıyla etkileyiciydi. Nolan, limana uçak
çarpmasıyla altınların neden oraya dökülmesi gerektiğini de böylelikle
açıklıyor. Altının neden sanat eserlerinden değerli olduğu gerçeğini de.
Fizikçi Neil için gerçek nedir? Kaderin
kendisidir.
Gerçeği altın yoluyla ortaya çekme fikri müthişti. Filmde gerçek
bir uçağı tam da Serbest Liman patlatma sahnesinde kullanması ve kullanılan
çoğu tersinmelerin gerçek olması Nolan’ı eşsiz bir konuma taşıyor.
Ukrayna’da bombalar neden patlıyor? “Çünkü
kimse patlamayan bombayı umursamaz. Patlayanı umursar.”
Gelelim Manhattan Projesine... Nükleer silah üretmek üzere 2.
Dünya Savaşı sırasında ABD, Kanada ve İngiltere tarafından başlatılan proje.
Bilimsel başkanı da filmde adı geçen fizikçi Oppenheimer. Hatta eksik Plütonyum
241 ve algoritmayı dokuza bölüp uzak geçmişte bir yere saklama fikri de onun.
Rusya ve İngiltere’nin madenler üzerindeki çıkar kavgası Sator
ve Kat’in çocuklarını paylaşamaması üzerinden verilmiş, her şeyin başka bir şey
olduğu bir film izlediğimizi anlıyoruz. Hiposantır: Yer altındaki nükleer
deneylerin patlama merkezidir. Sator algoritmanın diğer parçalarını
Hiposantır’a götürün der. Gençken neye imza attığı ölümüne yaklaştığında ortaya
çıkar. O zaten bu proje için seçilmiş kişidir ve Opera şifresiyle gelmelerini
bekliyordur.
“Benim üstümden geçinip kendini üstün görüyorsun kinci”...
dediği karısıyla kavgası ve onu vurması şu an yaşanan savaşın daha yeni
başladığını da gösteriyor bir yandan. Yani Rusya, İngiltere’nin tekelinde olan
madenlere sahip olmak istiyor; fakat arada ABD var.İngiltere ve ABD’nin şu an
için ellerinde tersinme geçiren 3. Dünya Savaşı kalıntıları var mıdır bilinmez;
ancak filmde adı geçen Mahir’in Türk asıllı olma ihtimali yüksek. Bu arada ek
olarak Victor, Protagonist’e dönüp “Bizim için çalışmıyorsun, ölüsün” der.
Yaşarken görevde artık ölü sayılmak Mitra tarikatı adayının içlerine alınması
için bir ön koşuldur. Mitraizm Roma ve Hint mitra inancı olarak kendi içinde
ikiye bölünmüş. Bu bölünme Hintli Sanjay ve Priya çiftinin filme neden
eklemlendiğini açıklıyor.
Ne de olsa alacakaranlık bir dünyada yaşıyoruz.
“Hepimiz yanan bir binaya koşabileceğimize inanırız ama o
sıcaklığı hissedince kararsız kalırız.” Bu cümle de bir şifre, ancak sırrını ve
sessizliğimi koruyacağım.
Tenet geçmişte keşfedilmedi, gelecekte keşfedilecek.
Not: Tenet palindromu Umberto Eco’nun ‘Foucault Sarkacı’
kitabında da geçmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder