Savaşın olduğu bir dünyada sanatın anlamı üzerine düşünmeye ihtiyaç duyuyoruz. Peki, bir yönetmen olsaydınız nasıl bir film yaparak yok oluşu anlatırdınız? J. Luc Godard’ın iki dakikalık filmi, ışık ve çizgilerle, hareketsiz görüntüyle yani bir nevi film olmayanla bunu gösteriyor. Nesneler, yüzeyler ve ışıklar değişir fakat kalıcı olan şeyler sonsuza dek birbiri ardında iz sürer. Cep telefonlarıyla bile fotoğraf çekildiğini düşünecek olursak ve herkesin öz çekim yaptığı bir dünyada yaşadığımızı… Bundan daha ironik bir film düşünülemezdi. Bu, kirlenen dil için de geçerlidir. Bir şair yine aynı sorunsal ile (mesela herkes şiir yazıyor) duruma el koyarak, susabilir ve neye karşı sustuğunu iki kelimeyle gösterirken, sustuğunda bütün dünya onunla birlikte susar. Dünyanın en iyi şiiri olmasa da, en temiz dili susmaktır böylelikle… Sanat ile savaşı birbirinden ayıran bu film şuna dikkat çekiyor. Sanat kitlesel bir hareket değildir. Savaşın tam tersine ve sanat, kitlesel bir hareket olma